yarık — is., ğı 1) Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak 2) İnce bir çizgi durumunda açılmış yara Kendini göstermek için terliklerini yarık topuklu tabanlarında şaplata şaplata geçmişti. H. Taner 3) mec. Anlaşmazlık, bölünme Şimdiden birtakım yarıklar açan … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarık — oylukların çenetlere bitiştiği yer, oyluk kemikleri ba şı III, 15 zırh zırh /e kalkana verilen genel ad I II 15158 217 § say yar ık demirgögüslük I II 15 158 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yarık — çatlak … Beypazari ağzindan sözcükler
tabanı yarık — sf., ğı, argo Korkak, güven vermeyen (kimse) Olur a, ağası belki sılaya gitmiştir, yerine tabanı yarık biri gelmiştir, ona da mektubu emniyet edememiştir. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
ganı yarık — karnı yarık yemeği … Beypazari ağzindan sözcükler
İNŞİRAM — Yarık yarık olma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yarag — yarık, gedik III, 294 fırsat, imkân, tav I, 300; I I, 90, 234; III, 13,28, 355 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
FERC — Yarık, çatlak. Korkulacak yer. * Ud yeri. Dişi tenasül âleti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MİNŞAKKA — Yarık, çukur, oyuk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
UHKUK — Yarık, hendek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük