sıralı — sf. 1) Sıralanmış, düzenlenmiş, dizili İki yanda uzun boylu narin andızlar sıralıydı. C. Uçuk 2) Yere, zamana, konuya, yönteme uygun olan Sıralı konuşma. Birleşik Sözler sıralı cümle sıralı oluş sıralı sırasız sıralı tüm … Çağatay Osmanlı Sözlük
şıralı — sf. Tadı ve suyu bol Şıralı üzüm … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıralı — sif. Sıra ilə olan, sıra ilə düzülmüş, sıralanmış. Sıralı dağlar … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
sıralı cümle — is., dbl. Anlam yakınlığıyla bağlanmış cümlelerin oluşturduğu cümle, sıralı tümce … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıralı sırasız — zf. Yer veya zaman uygunluğu gözetmeksizin Karısı genç, güzel bir kadındı. Sıralı sırasız ev sahiplerine gelir gider, sık sık merdivenlerde karşımıza çıkardı. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıralı tümce — is., dbl. Sıralı cümle … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıralı oluş — is., biy. Birbirini takip etme, epigenez … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıralı üçlü bahis — is., hsi At yarışlarında üzerine bahis konulan bir koşuda ilk üç atı sırasıyla tahmin etme biçiminde oynanan bir oyun … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağımlı sıralı cümle — is., dbl. Anlam bakımından birbirine bağlı olan ve özneleri, tümleçleri veya yüklemleri ortak olan cümle İnsan bir arayıp sorar, bir mektup yazar, bir telefon eder … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağımsız sıralı cümle — is., dbl. Anlam bakımından birbirine bağlı olduğu hâlde özneleri, tümleçleri, yüklemleri ayrı olan cümle Annem, bulaşıkları yıkamaya çalışıyor, kız kardeşim onları kurulamakla meşgul … Çağatay Osmanlı Sözlük